Skip to main content

12 Mart 2024 , Tuğberk Emirzade | Biyolog

Asırlardır barış ve arkadaşlığın simgesi olan zeytin ağacı, hem tarımsal üretim açısından hem de kültürel ve ekolojik açılardan değerlidir. Bir zamanlar aile büyüklerinin hatıralarını sonraki kuşaklara aktaran ve ailenin bir ferdi sayılan zeytin ağaçları ile olan ilişkimiz zaman içerisinde değişti ve zeytin ağaçları şimdilerde sıklıkla peyzaj veya odun amaçlı kullanılır hale geldi. Zeytin ağacına ait bir gövde yakıldığı zaman, aslında yokolan sadece bir zeytin ağacı değil, tarihimiz, kültürümüz, ve biyoçeşitliliğimizdir.

Kıbrıs’ın görsel dokusunun vazgeçilmezi olan zeytin ağaçları azaldıkça Girne daha az Girne, Karpaz daha az Karpaz ve Lefke daha az Lefke olmaktadır. Ülkemizde 1980’den 2018 yılına dek tarım ve doğal kaynaklardan sorumlu yerel kurumun istatistiki verilerine göre 216,469 zeytin ağacı yok edilmiştir.  (Referans Link)

Kültürel zenginliğin bir parçası olması yanında zeytin ağaçları ekosistemin de bir parçasıdır. Birçok zeytinlikte ekosistemi destekleyen ağaçların dışında bulunan yabani bitkiler, taş bağlamalar ve mevsimsel su birikintileri, yaban hayatı için yaşam alanı oluşturmaktadır. Özellikle yaşlı zeytin ağaçlarının gövdesindeki oyuklar ve kovuklar, baykuşlar ve kertenkeleler gibi birçok hayvana ev sahipliği yapar. İspanya’da yapılan bir araştırmada zeytin bahçelerinde zeytin ağaçları dışında 75 farklı bitki türünün bulunduğu tespit edilmiştir. Biyoçeşitliliği araştıran bir çalışmada ise zeytinliklerde 70 farklı omurgalı ve 160’tan fazla omurgasız hayvan türüne rastlanmıştır.

Yakacak odun çıkarmak amacıyla yapılan aşırı derin budamalar, hem ağaç için hem de ağacın desteklediği ekosistem için zararlıdır. Bu şekilde budanan bir zeytin ağacının tekrar verimli bir ağaç haline gelmesi çok uzun yıllar almaktadır. Budanmadan önce, ağacı yuva olarak, tünek olarak, besin kaynağı olarak kullanan kuşlar ve sürüngenler ise bir anda yaşam alanlarını kaybetmektedirler. Avrupa Birliği’nde yaşlı zeytin ağaçlarından oluşan zeytinlikler arazi kullanımı açısından hem biyoçeşitlilik hem de kültürel peyzajı yansıtması nedeniyle “yüksek doğal değere sahip tarımsal alan” olarak sınıflandırılmaktadır.

Adamızda ekolojik peyzaj alanında araştırmalar yapmış olan Lübnanlı bilim insanı Dr. Jala Makhzoumi, “Ekolojik Peyzaj Tasarımı ve Planlaması” adlı kitabında zeytinliklerin “multifonksiyonel peyzaj tipi” olarak değerlendirildiğini belirtmekte ve faydalarını şu şekilde özetlemektedir:

  • Ekolojik: Doğal hayatı ve biyoçeşitliliği destekler.
  • Ekonomik: Zeytin ve zeytinyağı üretimi olması nedeni ile ekonomik önemi vardır.
  • Sosyokültürel: Zeytin toplamak, yağ çıkarmak, zeytinyağı ticareti gibi sosyo-kültürel faaliyetlerin devamını sağlar.
  • Tarihi: Kuşaklar boyu ağaçların canlı kalmasından dolayı, aile yadigârı ağaçlar bireylerde kimlik ve aidiyet hissini güçlendirir, ailelerin geleneklerini yaşatır.
  • Estetik: Zeytinliklerin görüntüsü kırsal alanların peyzajını estetik olarak yükseltir.

Kıbrıs’ın kuzeyinde, zeytin ağaçlarının kesilmesi ve budanması ile ilgili yasal metinler bulunduğu halde denetim yetersizliğinden dolayı birçok zeytin ağacı odun çıkarmak amacıyla katledilmektedir. En son 2004’te değişiklik yapılan yasal metinlere göre zeytin odununun kesimi, sökümü ve satışı için izin alınma zorunluluğu bulunmaktadır. Gerekli izni almayan bir kişi bir suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde para cezasına veya hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilir. Bundan ayrı olarak, odunun satışına özel olarak yetki veren bir ruhsat alınmadan zeytin odununu satışa çıkaran bir kişi bir suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde odunların tümü müsadere edilir, para cezasına ve hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilir. Zeytin ağaçları ile ilgili yasal düzenleme olsa da denetimin yetersiz olmasından dolayı kaçak kesimler yapılmaktadır.

Biz zeytin ağaçlarımızı koruyup onlarla barış içinde yaşamak istiyorsak, aşağıdakileri uygulamaya başlamalıyız:

  • Satılan odunları bir sertifikasyon sistemine tabi tutup sadece sertifikalı odunların satışına izin vermeliyiz.
  • Sertifikasız satışları engellemek için sıkı denetim uygulamalıyız.
  • Budama izinlerini detaylandırip budama yapılan ağaçlarda (içi boşalmış veya boşalmamış) gövdelerin kesilmesini engellenmeliyiz. Ağacın tacını oluşturan ana dalların budamasında kalınlık kısıtlaması getirerek çapı veya çevresi belli bir değerden daha yüksek olan dalların kesilmesini önlemeliyiz.
  • Zeytin ağaçlarının dipten kesilmesini yasaklamalı sadece aktarılmasına izin vermeliyiz.
  • Anıt zeytin ağacının tanımını yapmalı ve adadaki anıt zeytin ağaçlarının envanterini çıkarmalıyız.
  • Herhangi bir zeytin ağacının bulunduğu yer başka bir amaçla kullanılmak durumundaysa bu ağacı mutlaka doğru şekilde aktarmalıyız.
  • Birçok ağacın birarada olduğu bir “zeytinlik” aktarılacak ise tek tek ev bahçelerine veya yol kenarlarındaki refüjlere değil, mümkünse tekrar ayni şekilde bir “zeytinlik” oluşturacak şekilde dikmeli ve biyoçeşitliliğe sağladığı katkıya devam etmesini sağlamalıyız.

Herşeyden önce zeytin ağacını tanıyıp, doğamız ve biyoçeşitliliğimiz için faydalarını anlamalıyız. Son zeytin ağacı da kesildiğinde adamızın ve bizim neler kaybedeceğinin bilincinde olmalıyız. Zeytin ağaçlarını ve zeytinlikleri korumak için gerekli çalışmayı yapmaya hazır mıyız? Eğer değilsek onları kaybetmeyi göze alıyor musunuz?

Tuğberk Emirzade

Bu blogun içeriği tamamen yazarın sorumluluğundadır ve Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmayabilir.

Skip to content