Skip to main content

5 Haziran 2024, by Dr.İme Akanyeti | Çevre Mühendisi

Dünya genelinde tarım ilacı kullanımı ve ilgili sorunlar neler?

Dünya nüfusu arttıkça beslenme ihtiyacını karşılamak için tarımsal ve hayvansal üretim miktarlarının artması kaçınılmaz. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için besin üretiminde verimi artırmak adına tüm dünyada kimyasal ilaç kullanımı ne yazık ki revaçta.

Birleşmiş Milletler’in öncülüğünü yaptığı 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün bu yılki teması arazi restorasyonu, çölleşme ve kuraklığa dayanıklılık. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için hayati konulardan biri olan ekosistemin korunması ve restorasyonu kapsamında bu yılki tema büyük önem taşımaktadır. 

Dünya genelinde, her geçen gün arazi kaybı artmaktadır ve bu sorun büyük bir nüfusu hem ekonomik hem de sosyal olarak olumsuz etkilemektedir. Aşırı ve kontrolsüz tarım ilacı kullanımı arazi kaybına sebep olan en önemli faktörlerden biridir. İlaçların tarımda kullanımında yapılan yanlışlar biyoçeşitliliğin azalması yanında toprak kalitesinin de ciddi bir şekilde olumsuz etkilenmesine sebep olmaktadır.

Kıbrıs’ta biz tarımsal ilaç kullanımı konusunda ne durumdayız?

2017 yılında yayınlanan verilere göre Kıbrıs, Avrupa Birliği ülkeleri arasında hektar başına ikinci en çok tarım ilacı kullanan ülke olarak belirlenmiştir.Yine ayni yılın verilerine göre, tarım ürünlerinde pestisit kalıntı limitini geçme oranı en yüksek ülke Kıbrıs olmuştur. Her ne kadar son yıllarda bu verilerde bir düşüş yaşanmış olsa da geçmiş yıllarda Kıbrıs’ta yüksek miktarlarda tarım ilacı kullanıldığı ve hala daha kullanılmakta olduğu gerçeği çok açıktır.

Her geçen gün artan kimyasal ilaç kullanımı su, toprak, hava kirliliği yanında biyoçeşitliliğin azalması gibi birçok çevre sorununa yol açmaktadır. Bu çevre sorunlarının varlığının tespit edilebilmesi için sistematik veri eldesi ve analizine ihtiyaç vardır. Özellikle kirlilik potansiyeli yüksek bölgelerin belirlenip çevresel numunelerin toplanıp analizlerinin yapılması gerekmektedir. Ancak yeterli sayıda ve kalitede veri toplanırsa böyle bir tespit yapılabilmektedir. Adamıza baktığımızda çevre pestisit kirliliği ile ilgili yapılan çalışmalar çok sınırlıdır. Kıbrıs’ın güney kesimin yapılan bir çalışmada deniz sularında sadece on dört madde taranmış, bulunamamış, kuzey kesiminde yer altı sularında yapılan bir araştırmada ise on iki aktif maddeye rastlanmıştır. Adamızda yüzlerce farklı aktif madde içeren tarım ilacının kullanıldığı göz önünde bulundurulursa bunların su, toprak ve havada tespiti için karmaşık, kapsamlı ve detay gerektiren bir çalışmaya ihtiyaç olduğu aşikardır. --- ---

Kıbrıs’ta yer yüzü ve yer altı sularının denize ulaştığı farklı noktalarda su ve deniz canlılarındaki pestisit kirliliğini araştıran bir çalışma Avrupa Birliği hibesi ile şu an yürütülmektedir. Bu çalışma adanın tümünü kapsayan çevresel pestisit kirliliği üzerine yapılmış ilk çalışma olacaktır. Enalia Physis Çevre Araştırmaları Merkezi ve araştırmacılar Dr. İme Akanyeti ve Dr. Beste Oymen tarafından yürütülen ‘Karasal Pestisit Kullanımının Kıbrıs Deniz Ortamındaki Etkileri’konulu çalışmada analizler tamamlanmış olup teknik rapor hazırlanmaktadır. Proje ile ilgili daha fazla bilgi için ziyaret edebilirsiniz https://enaliaphysis.org.cy/2023/05/23/3503/ Çalışma sonucunda elde edilen verilerin tarımda kullanılan ilaçların çevredeki akıbetine ışık tutması beklenirken ayni zamanda ilaç kullanımı ve kontrolü ile ilgili yasal düzenlemelere katkı koyacağı düşünülmektedir.

Peki tarım ilaçlarından kaynaklı çevre kirliliğinin sağlığımız üzerindeki etkilerinden haberdar mıyız?

Yapılan bilimsel çalışmalarda insanların tarımda kullanılan kimyasallara yeterli dozda maruz kalması durumunda birçok kronik hastalığın oluşabileceği gösterilmiştir. Bu hastalıklar arasında kanser, kalp ve solunum yolu rahatsızlıkları yanında sinir sistemi sorunları yer almaktadır.

Ne yazık ki toplumumuzda tarım ilaçlarının çevremiz ve sağlığımız üzerindeki olası etkilerini ciddiye alan vesorgulayan insan ya da topluluk sayısı çok az. Örneğin satın aldığımız meyvelerin analizinin yapılıp yapılmadığını, kalıntı ilaç miktarlarının ne olduğunu, içtiğimiz sularda herhangi bir kalıntı olup olmadığını, yediğimiz tatlı ya da tuzlu su ürünlerinde kirlilik bulunup bulunmadığını sorguluyor muyuz? Bir çiftçi ya da evinin bahçesinde sebze meyve yetiştiren toplum bireyleri olarak kullandığımız tarım ilacının çeşidinin, miktarının çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkilerinden ne kadar haberdarız? Bu sorgulama eksikliğindendir ki, konu ile ilgili adım atması gereken kurum, kuruluş ve yetkililer atılması gereken adımları atmıyorlar ya da atmak için herhangi bir niyet göstermiyorlar.

Bu konuda ne yapabiliriz?

Öncelikle adamızda küçük ve büyük ölçekli kullanılan tüm tarımsal ilaçların çeşit ve miktarlarının belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. İkincil olarak kullanılan ilaçların çevremizde yarattığı olası kirliliğin tüm çevresel koşullar ve ortamlar dikkate alınarak saptanması gerekmektedir. Son olarak tüm bu toplanan bilimsel veriler ışığında üretici, tüketici, sağlık ve çevre ile ilgili kuruluş ve örgütler gibi tüm ilgili paydaşların bir araya gelerek yenilikçi yasal düzenlemelerin hazırlanması, yürürlüğe girmesi, uygulanması ve en önemlisi denetlenmesi için birlikte çalışmaları gerekmektedir. Umarım çok geç olmadan, çevre ve insan sağlığımız geri dönülemeyecek hasarlar görmeden bu konu ciddiye alınıp bir an önce gerekli adımlar atılır.

Aynı zamanda biz halkına da büyük görevler düşmektedir. Öncelikle çevremizin bize ait olduğunu hatırlayalım, farkına varalım. Sürdürülebilir çevre yönetimi için toplumsal eylem gerektiğini unutmayalım. Tüm bunları yapabilmemiz için de çevre okur yazarlığımızı ve çevresel bilgiye erişim haklarımız konusundaki bilincimizi artıralım.

Önem verirsek, yapabiliriz.

Bu blogun içeriği tamamen yazarın sorumluluğundadır ve Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmayabilir.
Skip to content