5 Haziran 2024, by İbrahim Alkan | Çevre Mühendisi
Kıbrıslıların yakınen tanıdığı Kofi Annan: “Bilgi güçtür, veri özgürleştiricidir” demiş. Günümüzde bilgi önemli bir güç ve gerekli değişikliklerin yapılması için hayati önem taşımaktadır. Kıbrıs’ın kuzeyinde onu elde etmek ve elde edilen veriye ulaşmak ise neredeyse imkansız. Bu durum her konuda olduğu gibi maalesef çevre konularında da öyle. Oysa yasal düzenlemelerimize göre kurumlarımız birçok veriyi kamuya yani biz vatandaşlara sağlamak ZORUNDA. ----
Bilgi ve veriye neden ihtiyaç duyulduğunu burada uzun uzun anlatmama gerek yok, ancak kurumların vatandaşların hak ve ihtiyaçlarını karşılayacak ve hayat kalitelerini artıracak adımlar atması için güvenilir ve doğru veriye ihtiyaç duyduğu aşikârdır. Bu bilgi ve veriler olmadığı takdirde de yapılacak planların başarılı olması da mümkün değildir. Vatandaşların ise çevresel bilgiye erişmesi uluslararası bir haktır.
Dünyada çevresel bilgiye erişim konusunda, 1998 yılında Danimarka’nın Aarhus kentinde kabul edilen ve 2001 yılında yürürlüğe giren Aarhus Sözleşmesi en temel uluslararası sözleşmedir. Sözleşmeye göre, şimdiki ve gelecek kuşakların sağlıklı ve iyi bir çevrede yaşam haklarının korunmasına katkı sağlamak amacıyla, çevresel konularda bilgi ve belge edinme, karar vermede halkın katılımı ve yargıya erişim hakları verilmelidir. Avrupa Birliği sözleşmeye taraf olduğu için tüm mevzuatını buna göre düzenlenmiş ve doğal olarak birliğe üye tüm üye devletler mevzuatlarını sözleşmeye uygun hale getirmişlerdir.
Toplumumuzda“Çevre Koruma Dairesi” (ÇKD)faaliyetlerini 2012 yılında yürürlüğe giren ve Avrupa Birliği mevzuatına kısmen uyumlaştırılmış bir yasa olduğu için Aarhus Sözleşmesi’ne uyumlu sayılabilecek Çevre Yasal Düzenlemesi’ne göre yürütmektedir. Buna göre çevreyle ilgili verilecek kararlarda açık bir görüş alış verişi ve daha etkili katılımı desteklemek amacıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının çevreyle ilgili sahip olduğu bilgilere kamunun ulaşması sağlanmalıdır. Bu kapsamda, kamu kurum ve kuruluşları çevreyle ilgili gelen bilgi talebini, en geç bir ay içinde kamunun erişimine sunmak zorundadır. . “ÇKD”; çevreyle ilgili bilgileri toplayıp bir veri tabanı oluşturmalı ve bunu sürekli güncellemelidir. Ayrıca, çevreyle ilgili bilgilerin kamu tarafından kolayca erişilebilecek elektronik veri tabanları çerçevesinde aşamalı olarak mevcut hale gelmesini sağlamalıdır.--- ---.
Photo: İbrahim Alkan
Tüm bunlara ek olarak çevrenin kalitesi ve çevre üzerindeki baskılarla ilgili bilgileri içeren, çevrenin genel durumuyla ilgili raporu hazırlamalı ve her üç yılda bir yayınlamalıdır. Ayrıca hava kalitesi konusunda alarm eşiklerinin aşılması halinde kamuyu bilgilendirmelidir ve kamuyu bilgilendirmek amacıyla dış ortam hava kalitesi ile ilgili rapor hazırlamak zorundadır. Bunlar konuyla ilgili yasal düzenlemedeki sadece en temel maddelerdir. Yukarıda bahsedilen konular maalesef bugüne kadar gerekli şekilde uygulanmamıştır.
Çevre ile ilgili yasal düzenlemeye bağlı tüzüklerde de kamuya verilen haklar vardır. ÇED tüzüğüne göre tüzük kapsamına giren projelerde, etkilenebilecek bölge halkının proje ve bununla ilgili ÇED raporu üzerinde yorum yapabileceği ve projenin etkileri hakkındaki görüşlerini bildirebileceği bir toplantı düzenlemelidir. “ÇKD” bu toplantıları düzenlemektedir. Yerel gazete ve web sitesinde yayınlanan halkın katılımı toplantıları tüm kamuya açıktır. Katılım, proje hakkında bilgilendirilmenin görüş, soru ve önerilerinin alınması suretiyle sağlanır. Raporları inceleyen komisyon bu görüşleri dikkate almak zorundadır. Katıldığım toplantılardaki gözlemim, bu toplantılara katılımın çok az olduğudur. Özellikle bölge halkının proje ile ilgili görüşlerini bu toplantılara katılarak aktarması ve bu görüşlerin takipçisi olması çok önemlidir..
Yine bilgi edinme konusunda bir diğer önemli tüzük Çevre Denetim Tüzüğü’dür. Bu tüzüğe göre “ÇKD”, Çevre Denetim Planı hazırlanmak ve bunu web sayfasında yayınlanmak zorundadır. Tesislere yapılacak olan her alan ziyareti sonrasında denetçiler, Denetim Raporu hazırlamalı ve raporda tesisin izin şartlarına uygunluğu ve ek eylem gerekip gerekmediğine dair sonuçlarını rapor içerisinde belirtir. Denetim raporunun özeti, “ÇKD” internet sitesinden yayınlanarak kamuoyuna duyurulur..
Photo: İbrahim Alkan
Bunlara ek olarak, sadece çevre mevzuatı değil genel bilgilere erişim konusunda da düzenlemeler vardır. İyi İdare ile ilgili yasal düzenleme, özel kişilerin şikâyetleri konusunda, yazılı başvurma ve idareden yetkisi içindeki bir konuda işlem yapmasını isteme hakkı vermektedir. Karar en geç otuz gün içinde, gerekçeli olarak, başvuran kişiye veya kişilere yazılı olarak bildirilmek zorundadır. --.
Peki, taleplerimize cevap almazsak ne yapabiliriz ? Bu durumda İyi İdare ile ilgili kuruma, diğer konularda ise Yüksek Yönetim Denetçisine (Ombudsmana) başvurabiliriz. Denetçi bir konuda haksızlığa uğradığını iddia eden herhangi bir kişinin yapacağı müracaat üzerine harekete geçebileceği gibi, basında çıkan haberler, elde ettiği duyumlar, yaptığı gözlemler sonucu da harekete geçebilir ve konuyla ilgili rapor hazırlar ve her altı ayda bir çalışmaları hakkında detaylı Rapor sunar. Bu Rapor tüm kamuya ve basına açıktır. Bu durum görevini yapmayan kurumlar üzerinde baskı oluşturur.
Bahsettiğim bu kadar yasal düzenleme ne kadar uygulanmaktadır ? Hemen hemen HİÇ ! Bazı somut örnekler vererek sizlere bunu anlatayım. Örneğin çevre ile ilgili yasal düzenlemenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık on iki yıl geçmiştir. Buna rağmen “ÇKD”, 3 yılda bir yayınlaması gereken raporunu bir kez bile hazırlamamış veya hazırlayamamıştır. Hava kalitesi ile ilgili hazırlanan Yıllık Hava Kalitesi Durum Raporu birçok yerde ücretsiz iken bizde ücretlidir.Denetim Tüzüğü gereği yayınlanması gereken denetim raporları özeti yayınlanmamaktadır. Bu örnekler daha da artırılabilir.
Görüldüğü üzere bizlerin bilgiye erişim konusunda birçok haklarımız vardır. Bu haklarımızı bilmek ve bilgiye ulaşmada kullanmak çok önemlidir. Burada önemli olan yaptığımız tüm işlemlerin yazılı yapılmasıdır.Bu bize ileride mücadeleye girdiğimiz takdirde kanıt oluşturacağı için çok önemlidir. Bu mücadeleye girdiğinizde, bilginin talep edildiği bazı kurumlarda çalışanların veya idarecilerin mevcut yasal düzenlemeyi bilmediğine şahit olabilirsiniz. Gerekirse mevzuatı bu çalışanlara ve idarecilere siz öğretmek durumunda kalacaksınız.Burada bir başka önemli görev de sivil toplum ve meslek örgütlerine düşmektedir. Örgütler, çevresel konuda yukarıda bahsettiğim konularda mücadele vermelidir. Bu konuları basında gündeme getirmeli ve ilgili kurumlar üzerinde baskı oluşturulmalıdır.
Unutmayın, çevresel bilgi size ve sizin çocuklarınıza da lazım…
[1] Çevre Koruma Dairesi web sitesi: https://www.cevrekorumadairesi.org/
[2] Ombudsman web sayfası: https://ombudsman.gov.ct.tr/
[2] Ombudsman web sayfası: https://ombudsman.gov.ct.tr/
Ibrahim Alkan
Daha Fazlasını KeşfedinBu blogun içeriği tamamen yazarın sorumluluğundadır ve Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmayabilir.